Çocuk dediğin şey tam bir sürpriz yumurta. Sen istediğin kadar sakin bir bebek ol, senin çocuğun hiç sana benzemeyebilir. Babamın benim için kullandığı bir tabir vardır "yastığa 5 kala uyur." Ben gerçekten de bebekken de öyleymişim, şimdi de öyleyimdir. Her yerde her zaman uyuyabilirim. Fakaaat Yaz hanım sultan malesef bu konuda bana hiç benzemedi. Doğduğunun ertesi gün fotoğraf çekiminde o kadar derin uyuyordu ki, tamam dedim "oldu bu iş, çok güzel uyuyacak" ama bir daha o derin uykuyu rüyamızda zor gördük :) Hastanede hemşireler sağolsun destek oldular, uyuttuk.
Sonra eve geldik, yenidoğanlar çok uyur dediler, uyumadı. :) İlk 3 ay uykusu aşırı düzensizdi. Zaten zamanının %80'inde meme emdiği için uykuya dalamadı, kucak harici hiç uyku uyumadı.
Bebek eşyası olarak bir tek şeye özendim, o da bebek sepeti. Çok da güzeldi ama kucağımda deriin derin uyuyan çocuk yatağına koyduğum anda sanki iğne batıyor gibi ağlayarak uyanıyordu.
Bebek arabasına, ana kucağına zaten neredeyse hiç oturmadı. Oralarda da uyutamadık. İlk 3 aydır geçer dedik. Geçmedi. :) 3. Ayı dolduğu gün (çok acayip değil mi?) gündüz uykuları biraz düzeldi. En azından biraz emip biraz oyalanıp biraz uyumaya başladı ama gece 2 saatte 1 muhakkak uyanıp emiyordu. 5. Ayında işe başladım. Uyku konusunda yine aşırı kötü bir zamandı. İlk uyutması nispeten kolaydı ama gece uyanmaları hem çok fazlaydı hem de geri uyutmak için takla atmadığımız kalıyordu. “Geçer yeaa diş çıkarıyordur” dedik. Geçmedi. 6. Ayda ek gıdaya geçti. "Açlıktan uyanıyordu tabi, şimdi uyur" dedik, daha beter oldu. Doğumda gazı olmayan çocuğun gazı mı oldu artık nedir, geceleri uykudan bayılan, ağlayan çocuğu salladık ettik uyutamadık. Hatta sallanmayı hiç sevmedi, kızdı bize :) O zaman bu kadar felaket bir durumda olduğumuzun da farkında değildik sanırım, işte insan her şeye alışıyor. Sonra 10 aylık falandı, annemlerle tatile gittik. O tatilde hem gündüz hem gece uykusunda o kadar zorlandık ki. Gündüz 2 uyku uyuyordu, günümüzün yarısı uyutmaya çalışmakla geçiyordu. Annemle babam halimize üzülüyordu. :) Neyse İstanbul'a döndük, ben bu arada uyku kitaplarını hatim etmiştim tabi. Doktorumuzun fikrini almıştım, uyku danışmanlarını araştırmıştım ama olacağı bildiğim için bir türlü cesaret edemiyordum. Her çaresiz anne gibi, "sıcaklardan uyanıyordur, dur şu dişi de bi çıksın, bu ara biraz burnu akıyor" gibi bahaneler buluyordum. Derken bir gün, gece uyanmalarının hem onu hem beni mutsuz ettiğinin farkına vardım. Gece o kadar çok kalkıyordum ki sabah çocukla oynayacak enerjim kalmıyordu. "Hadi bismillah" dedim ve uzun araştırmalarım sonucu Pınar Sbirsky'i aradım. Öncelikle Pınar Hanım sakin ses tonuyla bana çok iyi geldi. Yapabileceğime inandırdı. 10,5 aylıkken bir cesaretle uyku eğitimine başladık. Uyku eğitimini kısaca özetlemem gerekirse, bizimki Kim West metoduydu, bebeğe klasik akşam rutinini yaptırdık; banyo, emme, müzik, sonra yatağına koyduk ve müdahale etmeden ama yalnız da bırakmadan uyumasını bekledik. Hem bana daha çok direndiği için hem de sağolsun harika bir insan olduğu için yanında Emir durdu. Yaz zaten sesi çok çıkan bir çocuk, biraz da mücadeleci bir tip :), baya ağladı diyebilirim. Ancak daha ilk geceden 5 saat deliksiz uyudu, bu bizim hiç görmediğimiz bir şeydi. Birkaç gün daha sürdü ama 1 hafta sonunda çok güzel bir noktaya geldik. Yatağına koyup öpüp çıkıyorduk ve deliksiz uyuyordu. Adeta rüya gibiydi. O kadar rahatladık ki, ben akşamları ne yapacağımı bilemeyip kendimi kek börek yapmaya verdim, kilo aldım. :)
Bebek arabasına, ana kucağına zaten neredeyse hiç oturmadı. Oralarda da uyutamadık. İlk 3 aydır geçer dedik. Geçmedi. :) 3. Ayı dolduğu gün (çok acayip değil mi?) gündüz uykuları biraz düzeldi. En azından biraz emip biraz oyalanıp biraz uyumaya başladı ama gece 2 saatte 1 muhakkak uyanıp emiyordu. 5. Ayında işe başladım. Uyku konusunda yine aşırı kötü bir zamandı. İlk uyutması nispeten kolaydı ama gece uyanmaları hem çok fazlaydı hem de geri uyutmak için takla atmadığımız kalıyordu. “Geçer yeaa diş çıkarıyordur” dedik. Geçmedi. 6. Ayda ek gıdaya geçti. "Açlıktan uyanıyordu tabi, şimdi uyur" dedik, daha beter oldu. Doğumda gazı olmayan çocuğun gazı mı oldu artık nedir, geceleri uykudan bayılan, ağlayan çocuğu salladık ettik uyutamadık. Hatta sallanmayı hiç sevmedi, kızdı bize :) O zaman bu kadar felaket bir durumda olduğumuzun da farkında değildik sanırım, işte insan her şeye alışıyor. Sonra 10 aylık falandı, annemlerle tatile gittik. O tatilde hem gündüz hem gece uykusunda o kadar zorlandık ki. Gündüz 2 uyku uyuyordu, günümüzün yarısı uyutmaya çalışmakla geçiyordu. Annemle babam halimize üzülüyordu. :) Neyse İstanbul'a döndük, ben bu arada uyku kitaplarını hatim etmiştim tabi. Doktorumuzun fikrini almıştım, uyku danışmanlarını araştırmıştım ama olacağı bildiğim için bir türlü cesaret edemiyordum. Her çaresiz anne gibi, "sıcaklardan uyanıyordur, dur şu dişi de bi çıksın, bu ara biraz burnu akıyor" gibi bahaneler buluyordum. Derken bir gün, gece uyanmalarının hem onu hem beni mutsuz ettiğinin farkına vardım. Gece o kadar çok kalkıyordum ki sabah çocukla oynayacak enerjim kalmıyordu. "Hadi bismillah" dedim ve uzun araştırmalarım sonucu Pınar Sbirsky'i aradım. Öncelikle Pınar Hanım sakin ses tonuyla bana çok iyi geldi. Yapabileceğime inandırdı. 10,5 aylıkken bir cesaretle uyku eğitimine başladık. Uyku eğitimini kısaca özetlemem gerekirse, bizimki Kim West metoduydu, bebeğe klasik akşam rutinini yaptırdık; banyo, emme, müzik, sonra yatağına koyduk ve müdahale etmeden ama yalnız da bırakmadan uyumasını bekledik. Hem bana daha çok direndiği için hem de sağolsun harika bir insan olduğu için yanında Emir durdu. Yaz zaten sesi çok çıkan bir çocuk, biraz da mücadeleci bir tip :), baya ağladı diyebilirim. Ancak daha ilk geceden 5 saat deliksiz uyudu, bu bizim hiç görmediğimiz bir şeydi. Birkaç gün daha sürdü ama 1 hafta sonunda çok güzel bir noktaya geldik. Yatağına koyup öpüp çıkıyorduk ve deliksiz uyuyordu. Adeta rüya gibiydi. O kadar rahatladık ki, ben akşamları ne yapacağımı bilemeyip kendimi kek börek yapmaya verdim, kilo aldım. :)
3-4 ay böyle sürdükten sonra uyku düzeni bozuldu. İnanın nasıl oldu ben de tam bilemiyorum ama önce bir hastalık, sonra bir Ordu ziyareti falan derken, yatağa bırakıp çıkma yalan oldu. Kesin orada da tutarlı davranıp taviz vermesek eski haline dönerdi ama bir daha cesaret edemedik, ne yalan söyleyeyim. Yine de kötü bir noktada değildik en azından yanında durarak kendi uyudu. Gece uyanmaları da özel durumlar haricinde çok çok azaldı. Güzel uyuyan çocuk çok daha mutlu oluyor, sizin de anne baba olarak sabrınız daha çok oluyor uykunuzu aldığınız için.
Yazikom şu an 2,5 yaşında hala da kendi yatağında yanında durarak uyuyor ancak uykuyu çok seven bir çocuk olduğunu söyleyemem. Gece uykusu en fazla 9 saat. 1,5 yaşına kadar sabah en geç 5.30'da uyandı, şimdi 6.30'da kalkınca seviniyoruz. :) Özetle, uykusuzluk gerçekten çok zor bir şey, insanın bütün dengesini bozuyor ama bir şekilde her şey geçiyor, yeter ki çocuklar sağlıklı ve mutlu olsunlar. Bu yaşları o kadar güzel ki, hala geceleri iyi uyumasa bile sabah gözüme bakarak “ben çok güzel uyudum di mi anne, aferin bana” dediğinde, “yaptığım en güzel şey bu çocuk” diyorum.